Vitamin ve mineraller vücuttaki sistemlerin aksama olmadan çalışabilmesi için gereklidir. Her birisi vücutta kendine has görevler üstlenirler. Bu nedenle vücudun işleyişinde problemler oluşmaması adına sağlıklı ve düzenli beslenme önemlidir. Yoksa kısa, orta ve uzun vade de birtakım sağlık sorunları baş gösterebilir . Bu sorunların bir kısmı için vitamin alımı yeterli olurken bir kısmı içinse ciddi tedaviler gerekebilir.
Vücudumuz, en küçük yapı taşı olan hücreden kompleks organlara ve bize görünüm veren deriye kadar canlı bir varlıktır. Doğada yaşamını devam ettiren tüm canlılar gibi beslenmeye ihtiyaç duyar. Vücudun beslenme ise dışarıdan besinlerle alınan vitamin ve minerallerdir. Sağlıklı ve düzenli beslenilmediği takdirde bu vitamin ve minerallerin alımında aksamalar meydana gelir. Söz konusu aksamanın uzun süreli devam etmesi halinde ise kısa, orta ve uzun vadeli sonuçlar ortaya çıkmaya başlar ve işleyiş bozulur. Kısa vadede ortaya çıkan etkiler vitamin veya mineralin alınmasıyla birkaç gün içerisinde ortadan kaldırılabilir. Ancak orta ve uzun vadede ortaya çıkan etkilerin tedavisi kimi zaman ciddi anlamda zorlayıcı olabilir hatta kişinin uzun zaman hastane de yatması dahi gerekebilir. Bunun en temel nedeni gerekli vitamin ve minerali alamayan vücutta meydana gelen yıkımdır.
Tüm bu tablo göz önünde bulundurulduğunda uzmanlar tarafından sürekli bir şekilde dikkat çekilen sağlıklı ve düzenli beslenmenin önemi çok daha net anlaşılabilir. Hatta ek bir bilgi olarak belirtmek gerekir ki ortaya çıkan hastalıkların önemli bir kısmı sağlıklı ve düzenli beslenmeye yeteri kadar özen gösterilmemesinden kaynaklanmaktadır. Peki, vitamin ve mineraller nedir ve ne işe yararlar? Hadi gelin birlikte tanıyalım…
Vitaminler ve Vücuttaki Görevleri
Vitaminler, organik birleşikler olmakla birlikte hücre metabolizmasında önemli rol oynar. Hücrede tepkimeleri katalize eden vitaminlerin çoğu vücut tarafından sentezlenemediği için dışarıdan besinler yoluyla alınması gerekir. Suda ve yağda eriyenler olarak temelde iki gruba ayrılırlar.
Yağda Eriyen Vitaminler
A Vitamini
Bağışıklık sisteminin önemli destekçilerinden bir tanesi olan A vitamini, kemik dokusunun ve üreme sisteminin gelişmesinde rol oynar. Göz, solunum ve sindirim sistemleri başta olmak üzere vücudun pek çok bölgesinde aktif olarak enfeksiyonlara geçit vermez. Ayrıca karotenoid formları antioksidan özelliği gösterdiği için kansere karşı savaşabilirler ve yaşlanmaya bağlı meydan gelen rahatsızlıklara karşı koruyuculardır. Balık yağı, süt, tereyağı, yumurta ve gibi hayvansal besinlerde bol miktarda bulundur; bunun yanı sıra koyu yeşil yapraklı sebzeler ve sarı- kırmızı- turuncu pigmentli sebzelerde A vitamini yönünden zengindir.
D Vitamini
Güneş ışığında ve balık yağında bulunan D vitamini vücudun kalsiyum metabolizmasını dengelemektir. Ayrıca fosfor metabolizmasında yardımcı olduğu gibi kalsiyumun kemik yapısına yerleşmesinde de destekçidir. Balık yağı ve güneş ışığı dışında yumurta sarısı ve tereyağında da bulunur.
E Vitamini
Günlük besinlerin büyük bir bölümü E vitamini yönünden zengindir ve bu nedenle insanlarda eksikliğine çok sık rastlanmaz. Yenilenmeye yardımcı olma özelliğiyle ünlü olan E vitamini antioksidandır ve kan akışının düzenlenmesinde rol alır. Bitkisel yağlar, soya, yağlı tohumlar, tahıllar, yeşil yapraklılar, sebzeler ve baklagiller E vitamini yönünden son derece zengin kaynaklardır.
K Vitamini
K vitamini de tıpkı E vitamini gibi günlük yiyeceklerde bulunur ve ayrıca kalın bağırsakta bakteriler tarafından da üretilir. Bu nedenle eksikliği halinde oluşabilecek bir hastalık tespit edilememiş olmakla birlikte kanın pıhtılaşmasında önemli rol oynar. Yeşil yapraklı besinler, sebzeler, karaciğer, kuru baklagiller ve balıktır.
Suda Eriyen Vitaminler
Tiamin (B1 Vitamini)
Tiamin ya da daha çok bilinen adıyla B1 vitamini, enerji metabolizmasının vazgeçilemez parçalarından birisidir. Vücuda alınan besinlerin enerjiye çevrilmesinde, karbonhidratların enerjiye dönüştürülmesinde etkendir. En çok bulunduğu besinlerse karaciğer ve organ etleri, kuru baklagiller, tahıllar, et süt, yumurta, ceviz ve fındıktır.
Riboflavin (B2 Vitamini)
Riboflavin ya da bilinen adıyla B2 vitamini, karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmalarında düzenleyici rolü üstlenir. Demirin vücut tarafından emilmesinde yardımcı olduğu gibi büyüme ve gelişme üzerindeki etkisi de büyüktür. Karaciğer, et, süt, süt ürünleri, balık, yumurta ve yeşil yapraklı sebzelerde bolca bulunur. Riboflavinin en öneli özelliklerinden birisi ışığa karşı duyarlı olmasıdır. Bu nedenle B2 vitamini bulunan besinlerin ışıkta bırakılmaması en doğrusudur.
Niasin ( Nikotinik Asit)
Niasin asit, karbonhidrat, protein ve yağ metabolizmasında görev üstlenmekle birlikte mukozanın korunmasında da yardımcıdır. Ayrıca cilt sağlığı üzerinde olumlu etkilere sahip olduğu da bilinmektedir. Özellikle kış aylarında daha belirgin hale gelene yorgunluk ve bitkinliğin azalmasında önemli rol oynar. Et, balık, tavuk, hindi, karaciğer, tahıllar, kuru baklagiller, maya ve yeşil yapraklı sebzeler Nisain açısından oldukça zengin besin kaynaklardır.
Folik Asit
Birçok kişinin adına beslenme programlarından aşina olduğu folik asit, bağırsaklarda bulunan mikroorganizmalar tarafından sentezlenmektedir. Sinir sisteminin gelişmesinde, fetüsün gelişmesinde ve hücre bölünmesinde etkin rol oynar. Bu nedenle çocuklarda ve gebe kadınlarda folik asit eksikliğine sık rastlanmaktadır. Karaciğer ve diğer organ etleri, yeşil yapraklı sebzeler, kuru baklagiller, tahıllar ve maya folik asit içeriği bakımından zengin besinlerdir.
Piridoksin (B6 Vitamini)
Piridoksin, protein, karbonhidrat ve yağ metabolizmasında yardımcı olup bağışıklık sisteminin desteklenmesi noktasında etkilidir. Bulunduğu besinler ise et, karaciğer, tahıllar ve kuru baklagillerdir.
B12 Vitamini (Kobalamin)
Bağışıklık sisteminin olmazsa olmazlarından bir tanesi olan B12 vitamini aynı zamanda sinir sisteminin de düzenli ve hızlı çalışması noktasında etkidir. Bunun yanında kemik iliğinde hücre yapımında rol almakla birlikte psikolojik rahatsızlıklara karşı koruyucu olduğu bilinmektedir. Depresyonun şiddeti B12 takviyesi sayesinde geriletilebilir. Diğer vitaminlerin aksine B12 herhangi bir bitki de bulunmaz, et, süt, peynir, yumurta ve balık en çok bulunduğu kaynaklardır.
C Vitamini
Herkesin sık sık adını duyduğu C vitamini şöhretini vücut için olan öneminden alır. Çok güçlü bir antioksidan olan C vitamini, vücudu hastalıklara karşı korumasının yanı sıra kan üretimi için gerekli olan demir ve folik asidin kana geçmesini kolaylaştırmaktadır. Bu özelliği sayesinde kansızlığı önlemek noktasında önemlidir. Ayrıca damar çeperlerinin güçlenmesinde rol arak kanamaya ve katarakta engel olur. Narenciye, kırmızı biber, yeşil yapraklarılar, çilek, böğürtlen ve kuşburnu C vitamini açısından en zengin besin kaynakları arasında yer alır. Bu sebze ve meyvelerin zamanında tüketilmesi önemlidir aksi halde vitamin oranı ciddi anlamda düşer. Ancak her zaman sağlık bir şekilde C vitamini almak istiyorsanız Hindistan cevizi bar işinizi görebilir. Ayrıca daha pek çok vitamin bakımından zengindir.
Mineraller
Mineraller, insan bedeninin yaşamsal faaliyetlerini aksama olmadan sürdürebilmesi için gerekli inorganik bileşiklerdir. Metabolik reaksiyonlara katılan mineraller, esansiyel besinler kategorisinde sınıflandırılmakla birlikte vücut fonksiyonları arasında katalizör rolü oynarlar. İnsan vücudunda %4 gibi küçük bir alan kaplamasına karşın kemik, diş, kan ve diğer dokularda bulunurlar.
Kalsiyum
Televizyonda özellikle meyveli yoğurt reklamlarında konu olan kalsiyum, kemik ve dişlerin yapımında rol oynamakla birlikte aynı zamanda kasların kasılma hareketi yapmasını da sağlar. Ayrıca kanın pıhtılaşmasında etkilidir ve hücrelerin bir arada tutulabilmesi için gereklidir. Süt ve süt ürünleri kalsiyum açısından son derece zengin kaynaklar olmakla birlikte yumurtanın sarısında, tahıllarda, kuru baklagillerde ve yağlı tohumlarda da bol miktarda kalsiyum bulunur.
Fosfor
Hücre çalışması için gerekli olan fosfor, kemiklerin ve dişlerin oluşumunda rol alır. Vücutta bulunan fosforun %90 kemik ve dişlerde bulunurken kalan %10’luk kısım vücut sıvıları ve hücrelerde bulunmaktadır. Süt ve süt ürünleri, et, tavuk, yumurta, tahıllar ve kuru baklagiller fosfor açısından zengin kaynaklardır.
Magnezyum
Enerji metabolizmasını, kas ve sinir sisteminin düzenli çalışmasını sağlayan magnezyum, kemik ve diş oluşumunda, kan basıncının dengelenmesinde etkindir. Kuru baklagiller, yağlı tohumlar, yeşil yapraklı sebzeler ve rafine edilmemiş tahıl ürünlerinde bolca bulunur.
Demir
Demirin insan vücudunda bulunma oranı sadece 3-5 gramdır; ancak bu azıcık miktarıyla dahi vücut için hayati öneme sahiptir. Demir mineralinin büyük çoğunluğu kanda ve kırmızı kan hücresi hemoglobininde bulunur. Demirin vücutta üstlendiği rol hücrelere oksijen taşımak ve hücrelerde bulunan karbondioksiti de akciğerlere ulaştırmaktır. Et, yumurta, yeşil yapraklı sebzelerde ol miktarda bulunur.
Çinko
Çinko metabolik görevleri olan enzimlerin yapısında yer almakla birlikte büyüme ve cinsiyet organlarının gelişmesinde önemlidir; ayrıca hücresel bağışıklığın oluşmasında etkendir. Et, karaciğer, deniz ürünleri ve yumurta en çok çinko içeren besinlerdir.
İyot
Troit bezinde troit hormonun üretilmesini sağlayan iyot, troit bezinin düzenli çalışması noktasında oldukça önemlidir. Eksikliğinde ise guatr gibi hastalıklar görülür. İyot açısından en zengin besin kaynağı balıktır. Bunun yanında sebze ve meyvelerdeki iyot oranları toprağın coğrafyasına bağlı olarak değişkenlik gösterir.
Flor
Diş ve kemikler açısından önemli olan flor, diş çürümelerinin engeller. Su, çay ve deniz ürünlerinde bulunur.
Tüm bu vitamin ve mineraller sağlıklı ve düzenli beslenme sayesinde vücuda alındığında bağışıklık sistemi güçlenir, yaşlanma süreci rayında ilerler ve ruh haliniz sürekli dengededir. Öte yandan, günlük hayatın koşuşturması nedeniyle zaman zaman öğün atlayabilirsiniz. Bu gayet doğal olmakla birlikte gerekli vitamin ve minerali ağzınıza layık barlar sayesinde alabilirsiniz. Böylelikle günlük alması gereken vitamin ve mineralleri vücudunuza sağlarken açlığınızı yatıştırabilirsiniz.